1980 yılında Türk Tiyatrosu, 4 prömiyer temsil sundu: İlki çocuk temsili “Aladdin’in büyülü lambası”, “Tito’yla birlikte Dünya yüzüne”, “Perliplin’in aşkı” ve Dostoyevski’nin “Suç ve ceza” oyunu Branko Stavrev’in Üsküp Türk Tiyatrosu’nda ilk çalışması sayılır. Makedonya tiyatro eleştirmenlerine göre, zayıf yanı olmayan başarılı bir temsil söz konusu oluyor, antolojik değerden olan ve uzun zaman hatıralarda kalacak değerli bir temsilden bahsediliyor. Oyunun rejisörü orijinal metinden birkaç sahneyi atmış, insanın yüreğinde gizlenen özel anları yansıtmaya özen göstermiş. Bu temsille Türk Tiyatrosu Sarayevo’da düzenlen (MESS) küçük ve deneysel sahneler Tiyatro Festivali’ne katıldı. Bu festivalde, Raskolnikov rolü için Firdaus Nebi “Altın çelenk” en başarılı aktör ödülünü kazandı, oyun hakkında ve ödüllendirilen aktör hakkında yayın basında olumlu eleştiriler yayımlandı. Pirlepe’de düzenlenen “Voydan Çernodrinski”, Tiyatro Festivali’nde, festival’in en başarılı temsili olarak, daha doğrusu Makedonya tiyatroları arasında, Üsküp Türk Tiyatrosu’nun sunmuş olduğu “Suç ve ceza” temsili seçildi. Baş ödül yan ısıra, Branko Gapo en iyi reji ödülünü, Firdaus Nebi en iyi aktör ödülünü kazandı. Firdaus Nebi sanat yeteneği ile olumlu eleştiriler aldı, takdir edilen aktörler arsında Lütfü Seyfullah (Porfiriy), Salaettin Bilal (Nikolay), Cemail Maksut (Marmeladov), Bediya Begovska (Sonya) yer aldı. Seyirciye duygusal anlar yaşatanlar arasında, Perihan Tuna (Dunya), Zekir Sipahi ve Atilla Klinçe (Nikolay), Müşeref Lozana (Bayan), Suzana Maksut (Katerina), Yıldız Rifat (Dunya), Mükkerem Bilal (Daşenka) vb. M. Kırleja’nın “Vuçyak” oyunun prömiyerini (Arnavut Tiyatrosu), Pirandelo’nun “Altı kişi yazarını arıyor” oyunu (Türk Tiyatrosu) 1974 yılın sonbaharında sahnelemesiyle Üsküp Türk Tiyatrosu yeni binaya taşındı, Makedonya’da benzerine rastlanmayan ilk resmi devlet tiyatrosu sayılır. Yeni bina Üsküp Türk Tiyatrosu’nda bundan böyle de artık elverişli çalışma koşulları
altında başrılarına başarı katmaya devam etmelerine sağlam bir zemin oluşturulmuştu. Repertuvarda sık sık deneysel temsiller hazırlanır, buysa tiyatro sanatseverlerinin ilgi ve dikkatini çekmekteydi. Üsküp Türk Tiyatrosu’nun 30. kuruluş yıldönümü vesilesiyle sunulan temsiller, geleceğe yönelik kaliteli ve başarılı oyunları repertuvara almaya hazır olduğunu yazıyor, tecrübeli rejisör ve yönetmen Mirko Stefanovski.
Üsküp Türk Tiyatrosu’nun temel özelliklerinden biri yaptığı işine profesyonel ve disiplinli bir yaklaşımla sorumlulukla yürütmesidir. Bu özellikler başka tiyatrolarda ender rastlanır. Oynanan temsillerin kalitesi aynı seviyede olmasa da, Ansablo’nun kararlılığı, özverili çalışması ve ölçüsü her zaman aynı seviyede olmuştur. Aynı sorumluluk ve yaklaşım bu yıl hazırlanan 4 prömiyerde görülmüştür. “Hanka” (on yıl önce de sahnelenmişti), sahne tasarımını Çedo Hristov, müziği Dimitar Masevski, kostümleri Beba Patrnogiç’in tasarımında hazırlanan temsili izleyiciler memnuniyetle izlediği bilinir. İyi tasarlanan mizansen oyunun özünü en önemli anları seyirciye yansıtmış, tek sözle Hanka ile Seydo’nun iç dramını izleyici anlamış ve beğenmişti. Bu oyunda (Hanka)yı canlandıran Perihan Tuna iyi eleştiri aldı. Salaettin Bilal (Seydo)’yu ölçülü bir tarzda canlandırması dikkat çekti. Perihan Tuna’ya mükemmel partner olmuştu. Küçük rollerde oynayan Nezaket Ali, Suzana Maksut da büyük başarı gösterdi. Eleştirmenlerin sözlerine göre bu temsil Patrnogiç’in tasarladığı ilginç kostümleriyle de uzun zaman hatıralarda kalacağı dikkat çekildi. Kostümler temsilin önemli ögelerinden biri sayılır.
“Irgat Siman” oyunun hem rejisörün, hem de Ansamblo’nun yürekten çalışmalarının güzel bir örneğini teşkil etmektedir. Özellikle Cemail Maksut başrolü oldukça başarılı canlandırdığı dikkat çekilmiştir. Genel olarak Andriç’in dramatizasyonu eserin orijinal metniyle aynı seviyede olmadığı görülmüştür.
1982 toplam 6 prömiyer temsil sunuldu. Shakspeare’in “Neşeli kadınlar” oyununu Kole Angeloski yönetti, oyunda yazarın yaşadığı dönemi değiştirmeye çalışmış, Türk seyircisine yakınlaştırmayı istemiş eleştirmenlerin dediği gibi metni Türkleştirmiş, zaman açısından Osmanlı dönemini yansıtmaya çalışmış. Kole Angelovski’nin Üsküp Türk Tiyatrosu’nda ilk çalışması sayılır. Oyundaki rolleri; Mustafa Yaşar, Naci Şaban, Fehmi Grubi, Lütfü Seyfullah, Rifat Tahir, Abdurahman Rahman, Ziba Bekir Radonçiç, Mükerrem Bilal, Enver Behcet, Şefket Hasan, İrfan Bellur ve diğerleri canlandırdı.
Naum Panovski’nin rejisörlüğünde hazırlanan “Kel Mehmet” oyunuyla Türk Tiyatrosu Pirlepe’de düzenlen Voydan Çernosrinski Tiyatro Festivali’ne katıldı, oyunun rejisi, müellifi ve Anasmblo başarılı değerlendirildi. Etkileyici genç ve yetenekli bir yazar, ne söyleyeceğini bilen, dram eseri yaratıcılığındaki kuralları iyi bilen biri. Oyunun hayat dolu sahne tasarımı olayların farklı bir açıdan yansıttı. Bu oyuna ışık saçan aktör olarak Atilla Klinçe, en başarılı genç aktör ödülüyle ödüllendirildi. Oyundaki diğer rolleri; Salaettin Bilal, Fehmi Grubi, Yıldız Rifat, Perihan Tuna, Suzana Maksut vb. canlandırdı.
1983 Türk Tiyatrosu 4 prömiyer sundu, bunlardan biri çocuk temsili; Voin Gorgeviç’in “Çizmeli Kedi”, eseri, rejiyi Dimitar Stankovski hazırladı, Nazım Hikmet’in “Damoklonun kılıcı” rejisör Branko Stavrev; Lütfü Seyfullah’ın “Kılıbık”, rejisör Kole Angelovski ve Mısrlı yazar Yusuf İdriz “Hizmetçiler” oyunu genç rejisör Abdulazis Buganmi’nin diploma çalışması olarak sunuldu. Kendisi Belgrad Dram Sanatları Fakültesi’nden mezun. “Hizmetçiler” Sahne altında bodrum katta Lütfü Setfullah’ın “Kılıbık” oyunu sunulduğu sahnede sunuldu.
Nazım Hikmet, Üsküp Türk Tiyatrosu’nun sahnesinde sıkça görülen bir yazar, onun “Domoklo Kılıcı” oyunu bu sahnede oynanmış, sırasıyla yedinci oyunu sayılır. Aynı eser “İnsan ve köpekler” farklı bir başlıkla bundan önce de sahnelenmişti. Bu temsil yazarın ölümünün 20. yıldönümü vesilesi ile sahnelendi. Hikmet bu eserinde çağdaş yaşamın zalimliğinden doğan korkuyu dile getirir. Oyunun rejisini Branko Stavrev hazırladı, olaylar iki planda tasarlanmış, ilki ailenin yaşamını anlatır, ikinci bölüm ise koca sahnede metafora olarak fıçılar ön plana çıkarılmış, buysa huzursuz dünyayı anımsatır, tutuşmaya her an hazır olan kıvılcım ateşi yanarsa bir an için her şeyi havaya uçuracağını dile getirmek ister. Buna rağmen yazar eserinde ümitsiz değil, mantıklı düşünmeye ve şiir yaratıcılığına kapıları daima açık bırakır, oyunun rejisörü bu anı canlı bir imaginasyona dönüştürür, oyunda baştan sonuna kadar derin nefes alan bir insan yansıtılır. Oyundaki başrolleri Salaettin Bilal (Ali) ve Bediya Begovska canlandırdı. Her iki aktörün de sanatçı yeteneği oyun esnasında birçok sahnede adeta sanatın doruk noktasına ulaştığı görüldü. Sahnede bu iki aktörün rol alması oyuna sağlam bir çerçeve oluşturdu, diyor İvan İvanovski. Oyundaki diğer rolleri; Mustafa Yaşar ile Naci Şaban canlandırdı.
Çağdaş Mısırlı yazar Yusuf İdriz daha çok hikaye yazarı olarak tanınmış, aynı öyle dram yazarı olark da kendini ispatlamıştır. “Hizmetçiler” eserinde evrensel bir konuya değinir. Aslında Hükümdar Seyid ile hizmetçisi Farfurun ilişkilerini anlatır. Oyunun sonunda aralarında bir türlü ortak dil bulamamalarına rağmen, birbiriyle kucaklaşarak ölmeyi tercih ederler, bu dünyada arkadaş olmadılar, barem öldür dünyada beraber olalım diyorlar. Fakat öldükten sonra durum pek değişmiyor, her şey eskisi gibi aynı kalıyor. Oyunun rejisörü orijinal metni büyük ölçüde genişletmiş. Hükümdarı ve hizmetçisini Cemail Maksut ile Lütfü Seyfullah canlandırdı. Oyuna ışık tutan sahnelerden biri, temsilin sununa doğru Lütfü Seyfullah’ın yürüttüğü uzunca ilginç monoluğu ayrıt edilmişidir. Bu oyunda takdire değer sanatçı kimliği ile aynı öyle Mustafa Yaşar (yazar), Perihan Tuna (hükümdarın ilk karısı), özellikle de Naci Şaban hizmetçinin karısını oldukça başarılı canlandırdığı dikkat çekilmiştir.
Lütfü Seyfullah ilk dram eserlerini çocuk dram yaratıcılığında yaratmaya başlamış. “Üç Arkadaş” (1975), “Bilmecelerin oyunu” (1979), “Kılıbık” oyunun prömiyeri bu sene Kurşunlu Han’da Kole Angeolski’nin rejisörlüğünde sunuldu. Eleştirmenler bu oyun hakkında önemli bir başarı kaydedilmediğine dikkatçekmiştir.
1984 sunulan dört prömiyer oyun arasında çocuk temsili yer almadı. Bu sene yerli yazar Hasan Mercan’nın “Namus köprüsü”manalı ve gösterişli hareketlerle, yerinde ve beğenilen davranış eseri olarak sahnelendi. Oyunun rejisini Naum Panovski hazırladı. Eserin ana konusu hüküm ve güç sahibi olanlar bu konumunu korumak amacıyla, gençlerin aşkı ve mutluluğu arasında köprüler kurduğunu anlatır. İvan İvanovski’nin değerlendirmesine göre, bu oyun evrensel bir metafora olarak da kabul edilebilir. Eski ve yeni arasındaki çatışma dile getirilir. Rejisör orijinal metni kısaltmış, özgün metne göre oldukça etkileyici sahneler tasarlamış. Naum Panovski’nin rejide sahnelediği başarısına Ansamlonun genç aktörleri de katkı sunmuştur. Genç aktörler arasında özellikle (Dram Fakültesinde eğitim gören Elyesa Kaso ile Erdoğan Maksut’un katkıları yan ısıra Ziba Bekir ve diğer genç aktörler rollerini başarıyla canlandırdıkları kaydedilmiştir. Hasan Mercan yazarlık kariyerini Makedonya’da başlatmış, sonra Priştine’de devam etmiştir. En tanınmış dram eserleri; “Çiçekçi Ali”, “Ben Ramiz Ağa”, yan ısıra çocuklara adanmış “Okul dünya, şen dünya” (1975), “Maviş ile Memiş” bu eseri Üsküp Türk Tiyatrosu’nda iki defa oynandı, 1972-1974 yıllarında her iki temsil bir birinden çok farklı bir tarzda hazırlandı, temsilin rejisini Kemal Lila hazırladı. Çağdaş Türk yazarı Vasfi Uçkan’ın “Deli Emine” oyunu ile “Aliş”melodramı birkaç kez farklı tarzda hazırlandı, bu oyunları rejisör Kemal Lila ile Lütfü Seyfullah hazırladı.
Rejisör Naum Panovski yan ısıra bu sene Üsküp Türk Tiyatrosu’nda Dragan Velyanovski genç bir rejisör olarak Milan Gurçinov ile İliya Zafirovski’nin dramatizasyonunda, Vlado Malevski’nin “Gök denen şey” romanına göre “Bogomil baladı” temsil hazırlandı. Tiyatro eleştirmeni İvan İvanovski’nin sözlerine göre, bu temsil pek fazla ses getirmedi. Türk Tiyatrosu Pirlepe’de düzenlenen “Voydan Çernodrinski” Tiyatro Festivaline Yusuf İdriz’in “Hizmetçi” oyunuyla katıldı. Oyunun rejisini Tunuslu Abdelaziz Buganmi hazırladı. Evrensel bir konuyu aydınlatmak gereğiyle kimler hizmetçi kimler hükümdar olduğunu anlatmak ister. Hayatta kimler hükümdar olabilir ve bu kural neden hep böyle asırlarıdr devam ediyor, Ansamblo’nun bu oyunda sergiledikleri sanatçı performansları, oyun hakkında düzenlenen yuvarlak masa toplantısında, temsil yüksek bir sanat değeri oluşturduğu dile getirildi. Lütfü Seyfullah Farfuru (hizmetçiyi), Festivalde en başarılı beş aktör listesinde yer aldı, bu oyunda müziği hazırlayan besteci Dimitar Macevski de ödül kazandı.
1985 Türk Tiyatrosu beş premiyör sundu, bunlardan bir tanesi çocuk sahnesinde, Mark Tven’in “Tom Soer” çocuk oyunu Şerafettin Nebi’nin yönetmenliğinde hazırlandı. Başarılı prömiyerler arasında Gogol’un “Müfettiş”u, oyunun yönetmenliğini Branko Stavrev yaptı, bu oyun Üsküp’te üçüncü prömiyer oyun olarak sahnelendi (ilk kez Makedon Halk Tiyatrosu’nda 15.4.1956 yılında, ikinci kez Türk Tiyatrosu’nda 31.3.1978 yılında). Branko Stavrev’in hazırladığı rejisi en radikal ve en iyi tasarlanmış bir oyun olarak değerlendirildi. “Müfettiş”da Branko Stavrev, sahne şekli hakkında keskin bir hassasiyet ve duyarlıkla daha dinamik bir mizansen, orijinal metne daha çağdaş bir üslup kazandırdı, diyor İvan İvanovski.
Ansamblo rejisörün istediklerini takip ediyor, oyunda yaratıcılık seviyesini yükseltmek için aktörlerin her biri elinden geleni yapıyor. Oyunun gözde oyuncuları olarak Lüfü Seyfullah, belediye başkanı ve Salaettin Bilal, Hlestakov’u canlandırdı. Lütfü Seyfullah bu rolünde de oldukça ölçülü davrandı, karikatürün etkisi altında kalmadı, Salaettin Bilal ise üstlendiği rolüne daha çağdaş bir yaklaşım sergiledi. Oyundaki diğer rolleri; Mustafa Yaşar, Nezaket Ali, Naci Şaban, Atilla Klinçe, Fehmi Grubi ve diğerleri canlandırdı. Oyunun sahne tasarımını Makedonya’da en tanınmış senograflarından biri sayılan Vladimir Georgievski hazırladı. Sahne tasarımı etkileyici ve orijinal bir tasarım izlenimi verdi, oyunu büyük bir şinel altına yerleştirmiş, metaforik bir mesaj verir, diyor İvan İvanovski oyun hakkında yazdığı yorum yazısında.
Türk Tiyatrosu 1985/86 yılı sezon çalışmalarına İvo Andriç’in “Uğursuz Avlu” oyunuyla başladı. İvo Andirç’in üç eseri Üsküp Türk Tiyatrosu’nda sahnelendi.
Oyunun rejisini ve dramatizasyonunu Lubişa Georgievski hazırladı. Oyunun asıl konusu insanın yaşaması ve hayatta varoluşunu anlatır. Lubişa Georgievski, oldukça yoğun bir temsil hazırladı, psikolojik öğeler narin ve detaylı bir tarzda tasarlanmış, aktörler oyuna farklı anlamlandırma kazandırdı. Aktörler ve izleyiciler arasında sıkı bir bağ kuruldu, salonda adeta birlikte nefes aldıkları dikkat çekildi. Lütfü Seyfullah (Karagöz, Hapishane memuru) sağlam tutarlı ve mantıklı, canlandırdığı karakterin ruhsal gücünü çok iyi yansıttı, mahkumlara karşı uygulanan çeşitli kurnazlıklar, ahlaksızlıklardan bahsedilir bu temsilde. Oyun tüm trajik öğeleriyle izah edildi, tek sözle seyirciler üzerinde merhamet ya da dehşet hissi uyandıran sahneler sergilendi. Mustafa Yaşar (Petar), Salaettin Bilal (Kamil), yumuşak çizgilerle rollerini yorumladı, insanların talihleriyle veya tanrıyla, yaratanla her şeye rağmen barışma ve af dileme gibi felsefi ağırlıklı şeyleri izah ettiler. Zekir Sipahi (Haim) üstlendiği rolü oldukça esnek bir yorum tarzıyla yansıtmış olmasına rağmen, kişisel huzursuzluk ve yaşam korkusunu oldukça gerçekçi, inandırıcı yorumuyla canlandırdı. Cemail Maksut, Fehmi Grubi ve Naci Şaban da rollerini başarıyla izah ettikleri kaydedildi. Oyunun sahne tasarımını ve kostümleri Vladimir Georgievski, rejisörün duygularını takiben mükemmel bir tasarım hazırladılar. Sahne tasarımı izleyici üzerinde etki yapacak tarzda hazırlanmış, insanların karamsar hayatından kesitler canlandırılmıştı, “Uğursuz Avlu” hayatta ve dünyada en büyük bir hapishane gibi yansıtıldı.
Şerafettin Nebi, Üsküp Türk Tiyatrosu’nun önde gelen aktörlerinden ve rejisörlerinden biri, Makedonya’da Türk dilinde dram eserlerinin yaradılışında önemli temel taşlardan biri sayılır. Onun Dram eserleri 1957 yılında “Sürtük” ve 1964 yılında “Yüzsüz Adama” her iki metnin rejisini de kendisi hazırladı, ortak, benzer bir muhteva içeren bu eserler, Savaş öncesi Üsküp’te beylik yaşamının çöküşüne değinir. “Raşela” Şerafettin Nebi’nin kaleme aldığı ilk metinlerinden biri sayılır, Halk Kurtuluş Savaşından sonraki dönemde yazılmış, Üsküp Türk Tiyatrosu kurulmazdan önce sahnelenmişti, 1985 yılında ikinci kez yeni bir biçimde ve daha başarılı bir tarzda sunuldu, oyunun rejisini Naum Panovski hazırladı.
Üsküp Türk Tiyatrosu’nda bir yeni bayan aktör daha sahneye çıktı, aktörlüğünün yan ısıra özellikle çocuklara yönelik dram yazarı olarak da kendini kamuoyuna tanıttı. Bediya Begovska “Küçük büyük sevgiler” adlı piyesiyle Üsküp Türk Tiyatrosu’nda var olan buzu kırdı. Oyunun rejisini Dimitar Hristov hazırladı. Bu oyunla Türk Tiyatrosu, Şibenik’te düzenlenen, çocuklara adanmış olan, önde gelen yaz sanat gösterileri-Uluslararası Çocuk Festivali’ne katıldı. Çocuk oyunu beş yıldan çok repertuvarda yer aldı ve 70’in üzerinde temsil sunuldu.
Dr. Vladimir Plavevski’nin “Pipa-Ritam” oyunun rejisini Rahim Burhan hazırladı. Bu oyun Üsküp Türk Tiyatrosu’nu temsilen Pirlepe’de düzenlenen “Voydan Çernodrinski” Tiyatro Festivalinde sunuldu. Tiyatro eleştirmeni İvan İvsanosvki değerlendirmesinde, bu temsil beklenilen sanat efekte erişemediğini kaydetti. Oyunla ilgili düzenlenen yuvarlak masa toplantısında, bu oyun hakkında değerlendirmecilerin hepsi olumsuz yorum yaptı. Birçokları “Pipa - Ritam”, hedeften uzak kalan, yanlış bir dram olduğunu belitti, Rahim Burhanın rejisi ise iyi tasarlanmamış, anlaşılmayan ve üzerinde düşünülmemiş bir çalışma olarak değerlendirildi.
Makedon rejisörler Branko Stavrev ile Bogdan Pop Gorçev Üsküp Türk Tiyatrosu’nun konuk rejisörleri olarak Nuşiç’in “Proteksiyon” ve Lorka’nın lirik Dram eseri sayılan “Yermayı” yönettiler. Üsküp Türk Tiyatrosu’nun gözde sanatçılarından biri sayılan Salaettin Bilal, küçük sahnede çağdaş Türkiyeli dram yazarı Aziz Nesin’in “Beni öldür canikom”piyesini sahneledi. Bu oyunda büyük başarı kaydeden aktörlerin başlıcaları; Nezaket Ali, Müşerref Lozana ile Şerafettin Nebi‘dir. Aziz Nesin’in eserleri uzun bir ara Türk Tiyatrosu sahnesinde görülmedi. Seyirci bu yazarın “Toros Canavarı”, “Gol Kralı”, “Öldürsene Canikom” veya “Acı tadında trajik bir gülüş” iki bölümden oluşan piyes eserlerini hatırlıyor.
Rejisör piyesi geleneksel bir tarzda tasarlamış, yazarın ilginç diyalogları, dışlanmış, sıradan insanların şaşırtıcı hayat gerçeklerini, günahları örten yergiler, mizahlara bolca yer verilmiş. Oyuna uygun bir sahne çerçevesi hazırlanmış, olay zemin katta sunuldu. Sanatçıların sahnede sergiledikleri oyuncu kimliği ise birer inci olarak değerlendirildi, bu yüzden seyirciler ayağa kalkıp uzun süren alkışlarla sanatçıları tebrik ettiler. Oyundaki rolleri; Müşeref Lozana (Sien) ve Nezaket Ali (Dika) canlandırdı. Her iki sanatçı da ortak bir dille bir birbirini etkileyerek, oldukça rahat bir şekilde üstlendikleri rollerini izah ettiler. Şerafettin Nebi, alaylı bir güldürü, basit ve etkileyici tarzda rolünü canlandırdı. Müşeref Lozana, Nezaket Ali ile Şerafettin Nebi, bu gece seyirciye oldukça etkileyici reel bir oyun sundular. Genç aktör Elyesa Kaso oyunun sunucu sıfatıyla, üstlendiği rolünü de cazibeli izah ettiğini kaydetti, eleştirmen İvan İvanovski.
Türk Tiyatrosu uzun bir ara, devamlı yılda dört veya beş prömiyör hazırlıyor, bunlardan bir temsil çocuklara adanır. Bu sene de aynı kural uygulandı, toplam dört prömiyer sunuldu. Bu sene sunulan “Yolculuğu anlatan hikaye” temsili hem reji hem aktör ekibin sahnelediği performansları bakımından oldukça başarılı değerlendirilen temsillerden biri sayılır. Bunun yan ısıra sunulan diğer üç prömiyer de seyircide ve kamuoyu kitlesinde olumlu yorum aldı, başarılı değerlendirildi. Bora Stankoviç’in “Koştana” eseri yine sahnelendi, Oyundaki başrolü bu kez Perihan Tuna canlandırdı, oyunun rejisini Kemal Lila hazırladı. Çağdaş Türkiyeli yazar Sadık Şahdil’in “Hürmüz”piyesini ise Türkiyeli konuk rejisör Engin Uludağ hazırladı. Pirlepe’de düzenlenen “Voydan Çernodrinski” Tiyatro Festivali’nde Türk Tiyatrosu geçen yıl hazırladığı Nuşiç’in “Proteksiyon” oyunuyla katıldı. Oyunun rejisini Branko Stavrev hazırladı. Oyunu seyirci enteresan buldu, beğenerek izledi. Bu kez Nuşiç daha iyi ve çağdaş bir tarzda takdim edildi. Orijinal metin kısaltılmış, reji tasarımı zengin detaylarla süslenmiş, güldürü sahneler asgariye indirgenmiş, oyunun bu şekilde sunumu seyircinin ilgi ve beğenisini kazandı, aktörler arasında özellikle Lütfü Seyfullah bu oyunda takdim ettiği sanatçı kimliği ile en başarılı aktör ödülünü kazandı. “Yolculuğu anlatan öykü” temsili, Pirlepe’de düzenlenen “Voydan Çernodrinski” Tiyatro Festivalinde 1988 yılında sunuldu. Tiyatro eleştirmenlerin değerlendirmesine göre, oyun hem reji hem de aktörlerin sunumu bakımından saygı ve hürmetle karşılanan bir oyun olduğu belirtildi. Oyundaki rolleri; Yıldız Rifat, Perihan Tuna, Mükerrem Bilal, Atilla Klinçe, Erdoğan Maksut, Rihad Tahir ve diğerleri canlandırdı. Rejiye yardımcı olan, sahne ve kostüm tasarımını hazırlayan Gazanfer Bayram’ın da oyunun başarısında katkısı olmuştur. Oyunda başarılı müzik seçimi için Zekeriya Hocalar, Şenol İsmail ile Naum Panovski’ye ödül verildi.
1988 yılında Üsküp Türk Tiyatrosu’nun Üsküp Türk Tiyatrosu’nda yeni bir çalışma dönemi başlıyor. Çağdaş Türkiyeli yazar Tüncer Cücenoğlu’nun “Kadıncıklar” oyunu Zekir Sipahi’nin yönetmenliğinde sahnelendi. Bu oyunla ilk defa Makedonca’ya tercüme yapıldı. Daha önce böyle bir Projeyi kısıtlı maddi imkanlar yüzünden gerçekleştirmek mümkün olmadığı için, uzun zamandır halledilmesi beklenilen bir sorun nihayet halledildi. Buysa Üsküp Türk Tiyatrosu’nun çalışmalarında yeni bir dönemin başlangıcı sayılır. Üsküp Türk Tiyatrosu İstanbul’da düzenlenen uluslararası “Gençlik günleri 88” Tiyatro Festivaline yabancı ülkelerden davet edilen tek tiyatro olmuştur. Tiyatronun gerçek değerlerinin giderek artış ve başarı kaydetmesinde şüphesiz ki bu kurumu yöneten Tiyatro müdürü Güner İsmail’in de paha biçilmez değerden katkıları oluşmuştur.
1988 yılı için repertuvarını tamamladı. Bu sene alışılagelmiş temsilleri kalite bakımından aşan değerde olan kaliteli temsillerin tercih edilmesi ilgi çekmiştir. Cevat Karahasan’ın “Korku günlüğü” oyununu Priştineli konuk rejisör Agim Sopi yönetiminde sahnelendi. Güner İsamil ile rejisörün ortaklaşa dramatizasyonu olan bu eser, mantıklı bir tasarım olarak değerlendirildi. Temsilin her öğesi dikkatle en ufak inceliklerine kadar iyi düşünülmüş, yazarın hayal dünyası çok iyi aktarılmış. Oyunun ana fikri ve sahnede sunumu arasında mükemmel bir denge sağladığı göze çarpıyor. Salaettin Bilal (Gazvan), Camail Maksut ile Erdoğan Maksut’un bu oyunda sahneledikleri görsel ögelerle dikkat çekmiştir. Oyundaki diğer rolleri; Lütfü Seyfullah, Mustafa Yaşar, Naci Şaban, Elyesa Kaso ve diğerleri canlandırdı. Tiyatro eleştirmeni İvan İvanovski, oyunun teknik tasarımı için güzel sözler yazdı, Makedoncaya çeviriyi yapan Leyla Hacalar ile Canan Ali, başarılarından dolayı tebrik edildi.
W. Shakspeare’in “Makbet” oyunu, Rahim Burhan’ın yönetmenliğinde yeterince orijinal bir temsil olarak değerlendirildi. Verimli yerli Türk Tiyatrosu yazarı Hasan Mercan’ın, “Gülüşü çocuklara armağan edelim” çocuk oyunu rejisör Kemal Lila’nın yönetmenliğinde hazırlandı. Bertol Breht’in “Kafkas tebeşir dairesi” adlı temsil Türk Tiyatrosu sahnesinde önemli bir dönüşüm noktası olarak değerlendirildi. Oyunun rejisini Türkiyeli konuk yönetmen Yücel Erten hazırladı. Bu oyunla Türk Tiyatrosu Pilepe’de düzenlenen “Voydan Çernodrinski” Tiyatro Festivaline katıldı. Türk Tiyatrosu, yarışma nitelikli olan bu festivalde en değerli oyun ödülünü kazandı. “Nova Makedoniya” Gazetesinin vermiş olduğu en başarılı oyun ödülüne de layık görüldü. Oyun genel olarak oldukça pozitif ve başarılı değerlendirmeler aldı, Türkiyeli konuk rejisör Yücel Erten de takdirle karşılandı. Ansamblo’nun bu oyunda sergilediği sunumu, ender görülen bir sanat yaşantısı olarak değerlendirildi.
Türkiyeli konuk rejisör Yücel Erten’e ise özel ödül verildi, bu ödül yurt dışından bir rejisöre verilen ilk ödüllerden biri sayılır. Bediya Begovska ile Salaettin Bilal ikilisinin angajmanlarına eşit değerde Müşeref Lozana‘da katıldı. Başarılı aktörler rejisörün beklentilerini ve oyundaki sanatsal efektleri oldukça başarılı bir şekilde yansıttılar. Oyunun bunca başarılı olmasında şüphesiz ki tüm aktörlerin katkısı yan ısıra, müzik ve sahne tasarımı da etkili olmuştur”, diyor eleştirmen İvan İvanovski “Kulktura” dergisi, No34, 1989 yılında yayımladığı değerlendirme yazısında.
Hak ve adalet konusunu ele alan bu ilginç temsilde otuz aktör, yaklaşık yetmiş farklı karakteri, iki saat aralıksız bir sürede canlandırdı. Aktörler zaman zaman sahnenin dışına çıkıp, izleyiciler arasına dolaşarak, hak ve adaletin galip geldiğini bir birine benzer hikayeler vasıtasıyla yansıttılar, renkli ve canlı bir oyun sundular. Oyun ilk bakışta Bediya Begovska (Gruşa) ile Salaettin Bilal (başı boş avare avare dolaşan birini ve Hakim Azdak’ı), Müşeref Lozana ise (Polis Şava)’yı canlandıranların temsili olduğu izlenimi vermiş olmasına rağmen, Mustafa Asim’in sahne ve kostüm tasarımı, izleyiciye kendi yaşam ekseni etrafında dönüp dolanan, hak ve adaletin peşinden giden canlı insan karakterlerini yansıttılar.
Üsküp Türk Tiyatrosu’nda Bertol Breht’in “Kafkas tebeşir dairesi” oyununu Türkiyeli konuk rejisör Yücen Erten’in yönetmenliğinde hazırlandı. İnsanların hak ve adalet duyguları galip geldiği bir dünya hayal edilir, aktörler zaman zaman seyircilerin arasında gezip dolaşıyor, canlı ve renkli bir sahne tasarımı sunuyor. Oyunun gözde sanatçıları Bediya Begovska (Gruşa), Salaettin Bilal (Azdan), Müşeref Prekiç Lozana (Şavo) ve diğerleri. Dram Sanatları Fakültesi’nde eğitim gören rejisör Aleksandra Kovaçeviç, Jan Jene’nin “Hizmetçiler” oyununu Üsküp Türk Tiyatrosu’nun genç aktör ekibiyle hazırlaması büyük ölçüde Üsküp Türk Tiyatrosu’nun repertuvarına canlılık ve ferahlık kazandırdı. Üsküp Türk Tiyatrosu’nun sahnesinde aynı öyle Drago Yançar’ın yazmış olduğu, Kemal Lila’nın yönettiği “Klementin düşüşü” temsili sahnelendi. Genç aktör ve rejisör Suhat Mustafa ilk önce Goran Stefanovski’nin “Klinç” oyununu yönetti, daha sonra Gogol’un “Delinin güncesi” oyununu reji yorumuyla Erdoğan Maksut hazırladı. Rejisör Aço Aleksov, Vidoe Podgoreç’in “Beyaz çingene” romanın dramatizasyonunu yönetti, bu oyun sadece çocukları değil; yetişkin seyircilerin de beğenisi kazandı. Bu sene Üsküp Türk Tiyatrosu’nda toplam altı prömiyer sunuldu.