Oynayanlar:
THESEUS: Atilla KLİNÇE
HİPPLOYTA: Suzan AKBELGE
EGEUS : Tamer İBRAHİM
LYSANDER: Osman ALİ
DEMETRİUS: Selpin KERİM
HERMİA: Nesrin TAİR/Filiz AHMET
HELENA: Slagana VUYOŞEVIÇ
PETER QUİNCE Marangoz – Önsöz : Aksel MEHMET
NICK BOTTOM Dokumacı – Pyramus : Cenap SAMET
FRANCİS FLUTE Körükçü – Thisbe : Neat ALİ
TOM SNOUT Lehimci – Duvar : Erman ŞABAN
SNUG Doğramacı – Arslan : Riyad TAHİR
R. STARVELLİNG Terzi - Ay Işığı : Tamer İBRAHİM
OBERON : Atilla KLİNÇE
TİTANİA : Suzan AKBELGE
PUCK : Salaettin BİLAL
PERİ: Rosana STEFANOVA
PERİ: Sara CVETKOVSKA
İMKÂNSIZ BİR HAYALİ DÜŞLEMEK
Aşkın, rüyaların, yanılsamanın ve günümüz ideolojilerinin anlamı üzerine sorular hepimizi ilgilendirir ve hayal kurmak tam da buunsurlardan oluşur. Hayal kurmayı bıraktığımız için, hayal kurmak artık demode olduğu için, bu durum belli bir açıdan bakıldığında radikal bile sayılabilir. Günümüzde hayalleri piyasada bulamayız. Fantezinin, mitlerin, bilinçdışının dünyası –yani benim için güzelliğin dünyası– ardına nadiren baktığımız bir perdeyle örtülüdür. Bu oyunda, gerçeği ve rüyayı birbirinden tamamıyla ayırmak istemedik; bir bütün olarak bu oyun, yaşlı bir adamın rüyası, belki Puck’ın, belki de Puck’ı oynayan oyuncunun. Ben bu oyunu bir küre gibi görüyorum. Bunun içinde başka bir küre daha var ve bir tane daha… Rüya içinde rüya içinde rüya… Puck’ın Prospero’dan ödünç aldığımız son tiradına kadar bu rüya devam ediyor; çünkü Puck aynı zamanda Prospero’dur, Bir Yaz Gecesi Rüyası’nın zaman zaman Fırtına ile aynı oyun olduğu gibi…
Aleksandar POPOVSKİ